Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz: SSK, Bağkur ve memur emekli aylıklarını dengeye taşıyacağız

En düşük emekli maaşı olan 7 bin 500 lira için ne yapabileceğimizi çalışıyoruz


EKONOMİ 12.01.2024 21:10:00 151 0

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz: SSK, Bağkur ve memur emekli aylıklarını dengeye taşıyacağız

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "SSK, Bağkur ve memur emekli aylıklarını dengeye taşıyacağız. Bunun için kanuni düzenleme ihtiyacı var. En düşük emekli maaşı olan 7 bin 500 lira için ne yapabileceğimizi çalışıyoruz. Önümüzdeki günlerde Kabine'de ele alınacak. Emeklilerin yanında olmaya devam edeceğiz" dedi.

 

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, SSK, Bağkur ve memur emekli aylıklarının dengeye taşınacağını açıkladı. Yılmaz, "Bunun için kanuni düzenleme ihtiyacı var. En düşük emekli maaşı olan 7 bin 500 lira için ne yapabileceğimizi çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.

"KİRA ARTIŞLARINDA YÜZDE 25 SINIRININ KALDIRILMASI İÇİN KARAR YOK"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Dolmabahçe Çalışma Ofisi'ndeki "Orta Vadeli Program ve Makroekonomik Görünüm" programında, gazete ve ajansların ekonomi haberleri müdürleri ile bir araya geldi. Burada bir konuşma yapan Yılmaz, önemli mesajlar verdi.

 

Kira artışlarında ki yüzde 25 sınırıyla ilgili soruları cevaplayan Yılmaz, "Kaldırılması için alınmış bir karar yok. 2024 dezenflasyon yılı, çözüm enflasyonu düşürmek" diye konuştu.

"HEDEF ENFLASYONU DÜŞÜRMEK"

Cevdet Yılmaz, hedefin enflasyonu düşürmek olduğunu belirterek şunları söyledi: "Amacımız makro istikrarı sağlamak, büyümeyi hızlandırmak. Güven ortamı önemli. Yapısal adımlar büyüme perspektifimizi güçlendiriyor. Enflasyonda yıl ortasında belirgin bir düşüş bekliyoruz. Enflasyonla çok yönlü ve koordineli mücadele devam edecek. TCMB araçlarını kullanmaya devam edecek. Türkiye'deki disiplinli yaklaşım daha fazla sermayeyi cezbedebilir."

Cevdet Yılmaz

Cevdet Yılmaz

DÜNYADA ENFLASYONLA MÜCADELENİN BELLİ BİR AŞAMASINDA BİR KIRILMA BEKLENİYOR"

Yılmaz şöyle devam etti: "Bakarsanız 2003 sonrası döneme hem enflasyon düştü hem büyüme arttı yani bu olmayacak bir şey değil pratikte de tarihte de olmuş şeyler bunlar. Teorik olarak belki matematiksel birtakım şeyler olabilir burada 'trade off' dedikleri 'ya o-ya bu' gibi bazen tercihler tartışılabilir, ama genel doğru bu olabilir, ama konjonktür, durum, siyasi ortam bütün bunlar fiili gelişmeleri farklılaştırabilir. Bunu biz yaşadık yani teorik bir şeyden bahsetmiyorum. 2003'ten sonraki dönem 2002'den sonra bakın o 5 yıla hem enflasyon düştü hem büyüme arttı aynı dönemde oldu. Bu demek ki oluyor. Ama bunun olması için dediğim gibi hem büyümenin kompozisyonu önemli hem de güven ortamı, örneğin dış piyasalardan gelecek, dış dünyadan gelecek katkı ki önümüzdeki dönem yine bazı arkadaşlarımız söylediler dünyada enflasyonla mücadelenin belli bir aşamasında bir kırılma bekleniyor, dünya için söylüyorum, daha genişleyici bir çerçeveye doğru gidebilir.

Bir taraftan da Türkiye'deki bu disiplinli yaklaşım daha fazla sermayeyi Türkiye'ye cezbedebilir ve bunun getireceği bir büyüme ortamı görebiliriz. Özellikle doğrudan yatırımlarda, yatırım ortamını iyileştirerek yapacağınız çalışmalar. Yine yapısal reformlar konusunda attığınız adımlar, güven ortamı anlamında yaptığınız çalışmalar, bütün bunlar büyüme perspektifinizi de güçlendirici çalışmalar, dolayısıyla olmayacak iş değil, ama tabi ki kolay değil, onun da altını tekrar çizmek isterim.

"ENFLASYONLA MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK"

Dolayısıyla şu an itibariyle ben farklı bir öngörüde bulunmanın doğru olduğunu düşünmüyorum, ama Merkez Bankamız tabii ki kendine göre değerlendirmeler yapar, yeniden bakar. Beklentilerin teknik çalışmalardan biraz daha yüksek olması normal, çünkü beklentiler biraz geçmişe göre şekillenir. Bu biraz zaman alacak elbette, ama o beklentileri kırma yönünde bir süreç içinde olduğumuzu da ifade edebilirim. Enflasyonla çok yönlü, koordineli bir şekilde mücadelemiz devam edecek. Bir taraftan para politikaları, bir taraftan maliye politikaları, diğer taraftan yapısal reformlar bütün bunlarla birlikte enflasyon bizim için çok çok öncelikli bir mesele mücadelemizi devam ettireceğiz.

"EVDE TUTTUKLARI ZAMAN HİÇBİR GETİRİSİ OLMUYOR NE DÖVİZİN NE ALTININ"

Tasarruf sahipleri altınlarını, evde tuttukları zaman hiçbir getirisi olmuyor ne dövizin ne altının... Tasarruf sahibine bir defa bir getirisi olmuyor. Makroekonomi anlamında da bu tasarrufların üretken alanlara destek olmasına engel olmuş oluyoruz. Ben bazen söylüyorum, Amerika dolarını evinizde tutuğunuzda Amerika'ya sıfır faizle kredi açmış oluyorsunuz, yani hiçbir bedel almadan Amerika'ya sonuçta sıfır faizle bir kredi vermiş oluyorsunuz. Bu diğer dövizler için de geçerli, altın için de geçerli. Burada sorunumuz şu: İnsanlar altın alır, döviz alır, başka bir şey alır onunla ilgili bir yorum yapmıyorum. Sisteme dahil olmalı bunlar, bir şekilde bu tasarruflar üretken alanlara kanalize edilebilmeli ve bu yolla hem makroekonomimize katkıda bulunmalı bu kaynaklar hem de bunları elinde tutan tasarruf sahiplerine daha fazla getiri sağlamalı, ikisini aynı anda gözeten bir yaklaşım olmalı.

SSK, Bağkur ve memur emekli aylıklarını dengeye taşıyacağız. Bunun için kanuni düzenleme ihtiyacı var. En düşük emekli maaşı olan 7 bin 500 lira için ne yapabileceğimizi çalışıyoruz. Önümüzdeki günlerde Kabine'de ele alınacak. Emeklilerin yanında olmaya devam edeceğiz.